İLLA ''OKU'' MAK

25 Nisan 2012, Çarşamba 18:00

Başlıktan da anlaşılacağı üzere birazdan okumakla ilgili bir yazı okuyacaksınız. Özellikle edebiyat öğretmenlerinin sıklıkla zikrettiği öğrencilerin de yine aynı sıklıkla yüzlerini buruşturduğu okumak… Hani şu eğitim öğretim hayatına büyük katkısı olan, kişinin bireysel ve kültürel gelişiminde hatırı sayılır bir yere sahip, ifade kabiliyetini geliştiren kısaca insanın iki lafı eğip bükmeden bir araya getirmesini sağlayan okumak… Evet… İlla okuyun… Peki, satırları isteksizce takip eden gözler ve aslında kim bilir nerede bir akıl ve konsantreyle yapılan okumanın bize bir faydası var mıdır? Ben böyle bir okumayı yanımızdan çok şık elbiseli bir bayanın geçip gitmesine benzetiyorum. Üzerindeki elbiseyi görürüz kısa süre ancak ne kumaşını, ne kesimini en önemlisi bizde nasıl duracağını kestiremeyiz . Hâlbuki o elbiseye dikkatle bakabilsek, inceleyebilsek hatta bir de deneyebilsek gün içinde gördüğümüz tüm elbiselerden daha ayrı bir yeri olur. Okumamız gereken metinlere de dikkatle bakabilsek, inceleyebilsek hatta orada yazanları bedenimize değil de zihnimize giydirsek nasıl olur dersiniz?

Okuyoruz aklımızda kalmıyor. Okuyoruz okuyoruz sıkılıyoruz.. Okuyoruz ama anlamıyoruz. Paragrafın başını okurken sonunu unutuyoruz. Haklısınız. Çünkü sadece okumaya çalışıyorsunuz. Kendinizi dış dünyana kapatarak okuyor musunuz? Peki okuduklarınızı zihninizde canlandırarak? Her cümleden sonra kısacık bir yorum molası vererek okuyor musunuz? Sesli okuyor musunuz? Birine anlatır gibi? Okuduklarınızı bir ses kayıt cihazına kaydedip sonra gün içinde hani şarkı dinler gibi dinliyor musunuz? (Şarkı sözlerini özel bir çaba sarf etmeden de neden ezberleriz acaba?) Atlas, harita okumayı biliyor musunuz? Gelin bunları örneklendirelim. Tarih çalışıyoruz şimdi. Konumuz Erzurum Kongresi olsun. Maddelerin akılda kalması zor, üstelik ezberlesek unutması muhtemel bir de ezberlenecek o kadar çok şey var ki…O halde şöyle yapalım. Öncelikle maddeleri yavaşça ve her bir maddenin ne demek istediğini anlayarak, bu maddelerin o günün şartlarında ne gibi önem taşıdığını yorumlayarak okuyalım. Evet bu iş belki sıradan bir okumadan uzun sürecek ama okuması uzun sürdüğü kadar akıldan çıkması da uzun sürecektir emin olun! Atlas, harita okuyalım demiştik yukarıda. Süveyş Kanalı Akdeniz ile Kızıldeniz’i birbirine bağlayan kanal. Hadi Akdeniz tamam da Kızıldeniz nerde ki? Bu bilgiyi ezberlemek yerine haritayı bakıp görsel belleği de işin içine katıp öyle okusak daha kalıcı olmaz mı dersiniz? Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Hepsinin gideceği yön belli. Bahsettiğim okuma yöntemi amaçsız, hesapsız ne yöne gittiği belli olmayan kelimelerin zincirleme sıralandığı bir okuma değil. Anlayarak, hayal ederek, zihinde tasarlayarak, yorumlayarak, dinleyerek mümkün olduğunca duyularımızı işin içine katarak bir okuma… Bu söylediğim metotlar elbette ders çalışmanızı kolaylaştırmak, bilgilerin hafızada kalıcılığını artırmak için uygulanabilecek birkaç öneri elbette. Ancak ders çalışmanın, sınavlara hazırlanmanın yanında bir okuma vardır ki işte ona bir kere gönül verdiniz mi en kalıcısı, en etkilisi o olur. O da şudur ki tek nedeni ‘’ okumayı seviyorum ‘’ la açıklanan okumak... Okudukça sevdiğinizi sevdikçe okuduğunuzu göreceksiniz. Telaffuzunuz, kendinizi ifade kabiliyetiniz arttıkça, insanlar sizi sıkılarak değil can kulağıyla dinledikçe, siz kendinizi değerli, kültürlü hissettikçe okumayı seveceksiniz. Sevdikçe okuyacaksınız. Okudukça seveceksiniz. Sevdikçe okuyacaksınız. Okudukça se…………………………….